COP30’da İklim Adaleti ile Tarihsel Suçlara Yönelik Tazminat Taleplerinin Bağlantılandırılması Çağrısı

28.09.2025

Tuna Akar

28.09.2025

COP30 Öncesi Aktivistler Tarihsel Adaleti ve İklim Tazminatını Talep Ediyor

Reuters'ın aktardığına göre, COP30'a haftalar kala yüzlerce iklim aktivisti ve çevre grubu, iklim krizinin tarihsel kökenleriyle yüzleşilmesini ve tazminat konusunun müzakerelerin gündemine alınmasını talep etti.

Çağrıda, kölelik ve sömürgecilik gibi tarihsel suçların; kaynaklara erişimde küresel eşitsizlikler yarattığı, emisyonlara katkılarda dengesizlik doğurduğu, iklim felaketlerine karşı kırılganlığı artırdığı ve pek çok topluluğu bugünkü iklim temelli karar alma süreçlerinin dışında bıraktığı vurgulandı.

İmzacılar, "Onarıcı adalet olmadan iklim adaleti olamaz" ifadelerini kullandı.

Brezilya'daki Instituto Luiz Gama ve Karayip Pan-Afrika Ağı öncülüğünde yayımlanan çağrı, Amnesty International USA ve Black Lives Matter'ın yerel şubelerinin de aralarında bulunduğu 240'tan fazla kurum ve kamuoyu temsilcisi tarafından imzalandı. Kolombiya Çevre Bakanı da mektuba destek verdi. Çağrı, önümüzdeki hafta Birleşmiş Milletler'e ve Brezilya hükümetine gönderilecek.

Mektupta, "İklim krizi yakın zamanda ortaya çıkmadı; yüzyıllardır süregelen sera gazı emisyonlarının, doğal kaynak sömürüsünün, mülksüzleştirmenin ve ırksal şiddetin bir devamıdır" denildi. Ayrıca COP30'un, iklim müzakerelerinin bir parçası olarak tarihsel adaletsizlikleri ve tazminat ihtiyacını ele alması gerektiği vurgulandı.

Çağrı, Brezilya'yı ve COP30'u, iklim adaleti ile tazminat konularına ilişkin zirvede resmi bir alan açmaya ısrarla teşvik ediyor. Brezilya'dan ayrıca bu meseleleri kendi siyasi gündemine dâhil etmesi ve COP30'da bu tartışmaları aktif biçimde teşvik etmesi talep edildi.

Yüzyıllardır gündemde olan tazminat talepleri, son dönemde dünya genelinde yeniden ivme kazanıyor. Ancak aynı zamanda bu taleplere yönelik tepkiler de artıyor. Eleştirmenler, modern devletlerin ve kurumların geçmişteki yanlışlar nedeniyle ödeme yapmaması ya da başka türden telafilerde bulunmaması gerektiğini savunuyor.

Brezilya'nın Irksal Eşitlik Bakanı Anielle Franco ise geçen yıl Reuters'a yaptığı açıklamada, geçmişteki yanlışların iktidardakiler tarafından uzun süre görmezden gelindiğini belirterek, tazminatların "daha onurlu bir gelecek inşa etmekle" ilgili olduğunu ifade etmişti.

Batı Bloğu ve Türkiye

Batı blokunun kırmızı çizgisine saygı göstermek, yani özellikle tarihsel tazminat ve iklim adaleti konularında Batılı devletlerin hassasiyetlerini dikkate almak, COP30'un başarı olasılığını artırmak açısından büyük önem taşır. Bu, müzakerelerin sekteye uğramasını önlemek, anlaşmaya ulaşma mutabakatını garanti altına almak ve taraflar arasında diplomatik gerilimleri sınırlamak için gereklidir. Aynı zamanda Türkiye için bu, Batı ile ekonomik, enerji ve diplomatik iş birliği gibi alanlarda dengeli bir ilişki sürdürmenin yoludur. Ancak, "Küresel Güney" ile dayanışmayı sürdürmek de bir o kadar önemlidir; Afrika, Latin Amerika ve Karayip ülkeleriyle ortak hareket ederek, Türkiye'nin hem bölgesel liderlik profilini güçlendirmesi hem de adil iklim finansmanı gibi konularda söz sahibi olabilmesi mümkün olacaktır. Bu ikili stratejik denge, Türkiye'nin COP30'da hem diplomatik nüfuz kazanmasını sağlar hem de sürdürülebilir kalkınma ve iklim politikaları açısından stratejik avantaj yaratır; aksi takdirde tek taraflı bir duruş, hem müzakere masasında izolasyona yol açabilir hem de uluslararası itibarı zedeleyebilir.